JUNO

Bu yazı Karma Astrolog Ayşe Ulusal tarafından yazılmıştır.
Juno devreye girdiği anda kaderle ilgili konular ortaya çıkar. İki varlığın dünyaya geldikten sonra ortak bir yaşam amacı üzerinde çeşitli deneyim alanları kazanması sonucu ortak bir aile kurma çabasına evlilik arzusu; aile kurmaya da evlilik deriz. Bazen bu ortak çabalar iki kişi için de birden fazla olabilir. Amaç, kişiliğin yaşamında tecrübe kazanmasıdır.

Mesela iki evlilikli doğum haritasında tecrübe kazanabilmek için birden fazla evlilik döngüsünü deneyimleyecek ve hızlı bir şekilde tekamül etmeye çalışan veya geçmiş hayatlardan gelmiş olan karmik borçların ödenmesi için gerekli olan birden fazla evlilik simülasyonları görürüz. Bazıları tek başlarına bu yolda gitmek ister. Onlar evlenmez ve bekarlık yemini etmiştir. Bazıları 2-3 veya daha fazla evlilikle bazıları da tek evlilikle giderler bu simülasyondan. Bazıları ise evlenmeyi bilmez bile.

Kişisel harita yerleşimlerine göre Juno, evlenmeyi düşünebileceğimiz kişi karakterini, evlilik hayatında üstleneceğimiz rolleri, güçlüklere karşı omuz omuza savaşan çiftleri, farklı pencerelerden bakıp aynı manzarayı seyreden çiftleri, aynı yoldan yürüyüp birbirine çelme takan çiftleri, tamamen uyum içinde evliliklerini sürdüren birbiri için yaratılmış çiftleri ve bunun gibi sonsuz kombinasyonu anlamamızı sağlayabilir. Her zaman olduğu gibi asla tek başına yorumlanmaz, haritanın bütününe göre anlamlandırılır.

Mitolojide de çok önemlidir Juno; Nam-ı diğer: Hera

Yunan Tanrıçalarının Kraliçesi Hera… Zeus Yunan mitolojisinde bir çok kadın ile birlikte olmuştur. Zeus’un tek ve sürekli eşi olarak bilinir Hera.

Ancak, Zeus’un sadece karısı değil aynı zamanda kız kardeşidir. İkisinin de babası Kronos annesi Rhea’dır. Bu özelliğiyle diğer tüm Olympos’lu tanrıların da kız kardeşi oluyor. Zeus, babası Kronos ile savaşıp onu yendikten sonra kardeşlerini Kronos’dan kurtarıp egemenliğini ilan eder ve Hera’yı da kendisine eş olarak seçer.

Zeus ile kraliçe hakkındaki bir efsaneye göre Zeus küçük bir kuş görünümüne girer ve bir kış günü soğuktan titreyerek Hera’nın yanına gelir. Hera kuşa acır ve onu koynuna alır.
Hera’nın şefkatli hareketiyle birlikte Zeus gerçek yüzünü gösterir ve kuş formundan çıkarak kız kardeşi Hera’ya sahip olmaya çalışır. Kraliçe güçlü bir tanrıdır ve Zeus’a direnir. Ancak onu durduramayacağını anlayınca bir şartla bu ilişkiyi kabul eder, evlilik…
Ancak evlilikten önce bir araya gelirler ve daha sonra evlenirler. Zeus ve Hera iki tanrısal figürdür ve evlilikleri Kutsal Düğün olarak bilinir. Kutsal Düğün; Yunan efsanelerinde en çok yer alan motiflerden biridir.

Baştanrıça Homeros destanlarında ‘ak kollu’ veya ‘inek gözlü’ olarak tanımlanmıştır. Roma’da ise insanlar onu Juno olarak adlandırmıştır. Hera evlilikten sonra Olympos tanrılarının kraliçesi olarak kabul edilir.

Yunan inançlarına göre Kraliçe doğum yapan ve hamile kadınların yanında olup onlara güç verir. Aynı zamanda kutsal bir evlilikle sembolize edilen bir tanrıça olduğu için insanların evliliğini koruyucu bir özelliği vardır.
Hera oldukça ilginç bir tanrıçadır. Bunun sebebi ise kesinlikle korkutucu denebilecek kadar güçlü karakteridir. Zeus’u dize getirmek kolay olmasa gerek.

Ve Şubat Juno’ nun ayıdır.

Roma imparatorluğunda, 14 Şubat tarihi, her yıl Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan “Juno” ya saygı günü olarak kutlanır, temizlik ve arınma zamanı olarak kabul edilen bu tarihte evler süpürülür ve temizlenirdi.
Ertesi günü, yani 15 Şubatta ise “Lupercalia Bayramı” başlardı. Bayram, Roma imparatorluğunun kurucuları olan “Romus ve Romulus” ile Roma Tarım Tanrısı “Faunus” a ithaf edilirdi. Kutlamalar aynı gün, Luperci üyeleri ve Romalı papazların kutsal bir mağarada toplanması ile başlardı. Bu mağarada bereket için keçi kurban edilir, bunların postları yüzülür, akan kanları, postlarının ucuna sürülür ve bu postlar ile; papazlar, karşılarına çıkan genç kız ve kadınlara vururlardı. Kadınlar, kendilerine post ile vurulduğunda doğurganlıkların artacağına inanırlardı.

MS.3’ncü yüzyılda: Roma imparatorluğu bölgesinde; kadın ve erkek ilişkilerinde büyük kısıtlamalar vardı. Festivalin ilk günü, genç kızların isimlerinin yazıldığı metal plakalar bulunan bir vazo, yine aynı mağaranın önüne bırakılır, Romalı genç erkekler, bu vazodan ismini çektikleri kızlar ile, bayram boyunca birlikte olurlar ve hatta bazıları birbirlerine aşık olarak evlenirlerdi.

Ancak, Roma İmparatoru II.Cladius zamanında imparator, bekar bir erkeğin, evli erkekten daha iyi savaşacağını düşünerek, “evlenmelere” yasak getirdi. Roma papazlarından “Valentin” imparatorun bu emrine karşı geldi ve genç kız ve erkeleri evlendirmeye devam etti. Zamanla, bu durum, imparator tarafından öğrenildi ve Valentin; 270 yılında, 15 Şubat tarihinde idam edilerek öldürüldü.

Aradan geçen uzun zaman sonunda: Papaz Valentin’e, Vatikan kilisesi tarafından “Aziz” ünvanı verilir. Roma kapılarından biri, onun adı ile anılmaya başlanır.
14 Şubat 496 tarihinde ise: Papa Gelasius tarafından, 14 Şubat günü: “Aziz Valentin” günü olarak ilan edilir. Bu yüzden: “Sevgililer Günü” bazı toplumlarda “Aziz Valentin Günü” olarak kutlanır. Valentin kelimesi “hoşlanılan kişi” veya “sevgili” anlamında kullanılır.

13’ncü yüzyılda İngiltere ve Fransa’da, 14 Şubat tarihi, kuşların çiftleşme günü olarak kutlanır ve bu günün anısına, sevgililer, birbirlerine güzel sözler yazılı notlar verirlerdi. Bu notlarda, birbirlerine “Valentin” diye hitap ederlerdi.

1840 yılında Amerika’da, ilk sevgililer günü kutlaması, yazdığı kart ile; Esther A.Howland tarafından gerçekleştirilir. 14 Şubat 1840 tarihinde, Esther, sevgilisine bir kart gönderir ve böylece, her yıl 14 Şubat tarihinde, sevgililerin birbirlerine, aşk ve sevgi ifadeleri yazılı kart yollamaları alışkanlığı ortaya çıkar.

Günümüzde tamamen tüketim çılgınlığına dönmüş olan 14 Şubat Sevgililer Günü’ de aslında Juno’ nun hediyesi.
Sevgililer Günü için büyük paralar harcayıp abartılı organizsayonlar yapmamıza gerek olmadığını, sade bir şekilde de sevgimizi ifade edebileceğimizi, ancak bunu tercih edenlere de saygı duyduğumuzu ekleyerek bitirelim yazımızı.