Kare açılar doğası gereği zorlu olmasıyla birlikte, insan ruhunu geliştiren, tekamül yolunda bizi konfor alanından çıkarıp öğretici tarafa çeken tetikleri verir. 120lik ve 60lıklarla dolu bir haritada aklınıza belki hiç kaz ayağı olmayan bir göz yapısı gelebilir. Dert yok, tasa yok, gelişim yok!

Kare açıların bir zorluğu da sorunun nereden geleceğini kestirememektir. Gezegen yerleşimleri ve doğaları ile konu belli olsa da tetik nereden alınacak her zaman bunu bilmek zordur.
Ceres ve Merkür karesi de, kişinin anlatmaya, anlaşılmaya takıntılı olması, bu enerjiyi kendini ve çevresini beslemesi için kullanması anlamına da gelir. Ve Ceres'te beslenme sevgiyi hissetme haliyle de paralel gider. Merkür devreye girdiginde anlaşılmak, paylaşmak sevgiyle eş değerdir.

Peki neden anlaşılmaya takıntılı oluruz?
Kendimizi anlamıyorsak, dinlemiyorsak, gün arası, gün sonu kendimizle diyalogumuz yoksa baskaları bizi anlasın isteriz! Hatta anlasin gelsin bir de anlatsın! Beni, bana anlatsın! Kim okuyacak ben'i...
Baska bir senaryoda da karşısındakini açıklıkla, hakkını vererek dinleyememekle ilgisi olabilir. Dinlemezsen eksik anlarsın, anlamazsın belki de. Anlamazsan anlaşılmaya takıntılı olabilirsin...

Ve sen kendini anladığında ona giden yolu da keşfe cikmissindir.